Eyvah! Ne diyor bu başlık?
Evet, doğru duydunuz. İngilizce Türkçe çeviri yapan / yapabilen sayısız insan var ülkemizde ama pek azı Türkçe okumalar yapıyor.
ÇOK OKUYAN BİLİR
Öğrenmek rastlantısal olabilir. Bilgiyi bir okuldan, bir kurstan, bir kitaptan değil de bir bulmaca sorusundan bile edinebiliriz. Ama kavrayış ve tecrübe kümülatiftir. Bu sebeple İngilizce Türkçe çeviri yapmak isteyen bir kimsenin önce kendi dilinde sonra hedef dilde etkin okumalar yapması gerekir.
Türkçe biliyoruz zaten…
Türkçe bilmek önemli ama Türkçe dilini doğru bilmek en önemlisi.
Her dilin kendine ait bir duygusu vardır. Kaynak dilden hedef dile çeviri yaparken iki dil arasındaki duygu ve vurgu yakınlığı son derece önemlidir – ki okuyana doğru aktarım yapabilelim ve çevirdiğimizi okutabilelim.
Çevrilen Metnin Türüne Dikkat!
İngilizce Türkçe çevirilerde belki de en çok zorlayan noktalardan birisi çevrilecek metin türünün özümsenememiş olmasıdır.
John Keats’in herhangi bir şiirini bir sözleşmeyi çevirdiğimiz resmiyette çevirmek şaire de, dile de, çeviriye de özensizliktir. Bir iş metnin duygusal bir tonda yazılması da lüzumsuzluktur.
Çevrilmesi gereken metnin türünün özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir. Bir tiyatro metnindeki ifadelerle bir kira kontratındaki ifadeler aynı değildir. Bu sebeple İngiliz Türkçe çeviri yapan bir çevirmen metnin bağlamanı saptamalı ve neyi çevirdiğini iyi bilmelidir. İyi bir çeviri yönetimi belirleyebilmek için bir takım sorular yönetilebilir.
- Metnin türü nedir?
- Metin kim ve ne için çevriliyor?
- Olay/olaylar nerede ve ne zaman geçiyor?
Çeviri Bir Kültür Meselesidir
İngilizce Türkçe çeviri yaparken göz ardı edilen en önemli noktalardan birisi çevirinin kültürle olan doğrudan ilişkisidir.
Kültür insan deneyimlerinin sonucunda doğan inanç, düşünce, dil, edebiyat ve yaşayış sistemlerinin tümüdür. O halde kültürel unsurları es geçerek diller arası mekanik çeviriler yapmak dilin de kültürün de yıkımı demektir.
Örneğin İngilizcede şiddetli yağmur “it’s raining cats and dogs” şeklinde ifade edilir. Cümlenin birebir çevirisi “kediler ve köpekler yağıyor” şeklinde yapılabilir belki ama bu kelimelerin sözlük anlamlarını yazmaktan başka bir şey değildir.
Peki, bu deyim nasıl oldu da kültürün bir parçası haline geldi ve böyle bir söyleyiş güzelliği çıktı ortaya?
1500’lü yıllarda, İngiltere’de evlerin çatıları kamışlardan yapılmaktaydı. Kamışların altında onları koruyan tahtalar yoktu ve aradaki boşluk kedi, köpek, böcek gibi canlıların sığınabileceği güzel bir alandı. Şiddetli yağmur yağdığında kamışlar kayganlaşıyor, havyaların zemine tutunması güçleşiyordu ve kayarak aşağı düşüyorlardı.
Pencerelerinden yağmurla beraber kedi-köpek düştüğünü de gören İngilizler böyle ifade etmişlerdir.
İngilizce Türkçe çeviri kelimelerin, seslerin, sözcüklerin değil kültürlerin de çevrilmesidir aslında.