Kaliteli çeviri, son dönemlerde dillere pelesenk olmuş bir kavram.
Ee, nedir çeviride kalite?
En genel tanımıyla ihtiyaç duyulan sözlü ya da yazılı çevirinin müşteri talebine uygun şekilde teslim edilmesine kaliteli çeviri hizmeti diyebiliriz.
Peki ya tanımı biraz daha özelleştirirsek neler söylemeliyiz?
Sizlere her zaman kaliteli çeviri hizmeti sunmaya ve bilgileri en doğru şekilde aktarmaya çalışan Mirora ailesi olarak çeviride kalite konusunu detaylandıracağız.
Tercümanlık Uzmanlık Gerektirir
Herhangi bir dili sosyal hayatta aktif kullanabilmek, kaynak dilden hedef dile başarılı çeviriler yapılabileceği anlamına gelmez.
Çeviri ustalık ve hassasiyet gerektiren bir çalışma alanıdır.
Her dilin kendi içinde bir jargonu ve duygusu vardır. Bu yüzden kaliteli çeviri hizmeti sağlamak isteyen bir çevirmen çalışacağı dillerdeki duygulara, deyimlere ve kavramlara son derece hâkim olmalıdır.
Hele ki tıp ve hukuk gibi farklı terimlerin sıkça kullanıldığı zorlu çalışma sahalarında metindeki sözcükleri gerçek anlamlarıyla tercüme etmek çevirinin kalitesini yerle bir edebilir.
‘Edebilir’i fazla, edecektir!
Kaliteli Çeviri Bir Ekip İşidir
Kaliteli çevirmenlerin ve onların dil bilgisi kurallarına hâkim olmalarının elbette önemlidir ama temelde kaliteyi belirleyen çeviri ve kontrol süreçlerinin iyi yönetilmesidir. Sayısız kaynağa ve her türlü bilgiye hızlıca ulaşma konusunda sınırları zorladığımız şu teknoloji çağında bile karşılaştığımız acı gerçekler tokatlıyor bizi.
Hadi birbirimize karşı dürüst olalım!
Meslek gruplarımıza ve yaşımıza bakılmaksızın kaçımız dolaylı tümlecin ya da zarf tümlecinin tanımını yapabiliyor?
Deli gibi İngilizce öğrenmeye çalıştığımız- ki bu konuda oldukça iddialıyız- modern çağda “I am John” cümlesindeki “am” in esas fiil olduğunu kimler söyleyebilir?
Kaliteli çeviri hizmeti olası bütün dil bilgisi eksikliklerini ve yanlışlarını ortadan kaldırır.
Uzman bir çevirmen kaynak dildeki ve hedef dildeki dil bilgisi kurallarını ve cümle yapılarını en doğru şekilde bilen ve uygulayan kişi olmalıdır.
Aman dikkat, kaş yapalım derken göz çıkarmayalım!
Her kelime, her yapı, her söyleyiş kendi renginde ve kendi duygusunda çevrilmeli.
Eyvah!
Kuralları Çiğnemeden Çevirimi Eğip Bükmek Mümkün Mü?
Mümkün!
Kaliteli çeviri yapabilmek için çevirmenin akademik bilgisi hayati önem taşır. Ama onun kadar önemli bir diğer mesele ise çevirmenin dil algısıdır.
Edgar Allan Poe, ‘Annabel Lee’ şiirinde şöyle der:
“But we love with a love that was more than love- I and my Annabel Lee”
Melih Cevdet Anday bu dizeyi şöyle çevirir:
“Sevdalı değil karasevdalıydık- Ben ve Annabel Lee”
Hiçbir dil bilgisi kuralını çiğnemeden, kelimeleri değiştirip dönüştürmeden, nasıl da kendi renginde Türkçeleştirmiş söyleneni.
O halde kaliteli çeviri iyi bir akademik bilginin, çeviri yeteneği ve diller arası duyarlılıkla sentezlenmesi diyebiliriz- demeliyiz.
Edebiyat çevirilerinde bile çeviriden sonra editörün okuması ve gerekli görürse değişiklik önerilerini çevirmenle hatta mümkünse yazarla tartışması gerekebiliyorken, teknik çevirilerde editörün ardından son okumacının hedef metne müdahale etmesi çeviri işinin uluslararası standardı haline gelmiştir.
Anlayacağınız tek taştan duvar olmaz.
Çevirmenler Öğrenmeyi Asla Bırakamazlar
Senelerdir duyarız şu cümleyi “dil yaşayan bir varlıktır.”
Dil ne ile yaşar? Dil nasıl yaşar? Kaliteli çeviri ile bu söylemin bağı ne ki?
İnsanlar tarafından konuşulan dil, insanlar geliştikçe, yenilendikçe ya da geriledikçe onları adım adım takip edecektir.
Teknoloji, bilim, sanat ve edebiyat alanlarındaki gelişmeler dilin de hızlı bir şekilde farklılaşmasına yol açar. Kimi sözcükler ölür, kimi sözcükler doğar. Bazen anlamlar ve duygular değişir.
Bundandır ki uzman bir çevirmen yenilikleri takip etmeyi, okumayı ve daha çok okumayı asla terk etmemelidir ve ekip çalışmasına uyum sağlayabilmelidir.