Çeviri dünyası her geçen gün değişiyor. Yeni fırsatlar, yeni iş alanları ve yeni vizyonlar… Artık çeviri mesleği, sadece sözlüğe bakarak kelimeleri aktarmak anlamına gelmiyor. Küreselleşmeyle beraber çeviri sektöründe birçok yeni iş tanımı ortaya çıktı ve bunlardan birisi de yerelleştirme. Peki, nedir bu yerelleştirme? Bir tür çeviri midir yoksa sandığımızdan çok daha kapsamlı bir iş tanımına mı sahip?
Yerelleştirme aslında o kadar geniş bir alan ki… Evet, çeviriyi de kapsıyor, neticede bir kaynak hedef dile aktarılıyor. Fakat çeviri, yerelleştirme için gereken birçok alandan yalnızca biri. Pazarlama, satış ve hatta kimi zaman kod yazmayı bilmek gerekiyor. Diyelim ki bir Web Sitesi çeviriyorsunuz, hedef kültüre göre site içerisinde ufak değişiklikler yapmak gerekebilir. Örneğin, kullanım koşullarını reddetme veya kabul etme butonlarının rengini kaynaktan farklı yapmanız gerekebilir. İşte bu nedenle yerelleştirme sektöründe çalışan çevirmenlere yerelleştirme uzmanı deniyor, yani sadece kaynak ve hedef dile hâkim olmak yetmiyor.
Gerçek Hayattan Yerelleştirme Örnekleri
Yeni bir pazara açılmak isteyen bir şirket, yerelleştirmenin önemini kavrarsa çok daha başarılı sonuçlar elde edecektir. Hangi ürün veya hizmeti satıyor olursanız olun, farklı kültürden insanlara farklı şekillerde hitap etmeniz gerekir. Hatta dünyadaki en büyük markalardan biri de olsanız ve bütün dünya markanızı tanıyor da olsa yeni bir pazara girerken yerelleştirme çalışması yapmak, olmazsa olmazdır!
Az sonra okuyacağınız gerçek hayattan yerelleştirme örnekleri ile konunun ne kadar elzem olduğunu siz de daha iyi anlayacaksınız!
Japonya’da KitKat:
Nestlé Kit Kat isimli ürününü Japonya pazarına sunarken oldukça başarılı bir yerelleştirme çalışması yürütmüş. KitKat, Japoncada “kitto katto” olarak okunuyor ve bu da kesin başarı anlamına gelen “kitto katsu” tabiriyle oldukça benzer bir telaffuza sahip. Bu benzerlik o kadar ustaca kullanılmış ki Japonya’da yeni bir gelenek ortaya çıkmış: aileler, sınava girecek çocuklarına şans getirmesi için sınav öncesinde KitKat hediye etmeye başlamış.
Çin Pazarında Mercedes
Ünlü otomotiv firması Mercedes Benz, Çin pazarına açılırken hedef kitlenin kullanabileceği bir takma isim bulmuş: Bensi. Fakat pek de başarılı bir yerelleştirme çalışması olmamış, zira “bensi” kelimesi Çincede “ölmek için acele etmek” gibi bir anlama sahip. Pek tabii bu isim ile pazarlanan arabaları almak için kimse can atmamış!
Buz Devri filminde yaratıcı bir yerelleştirme çalışması
Senaryo yerelleştirme günümüzde oldukça yaygın. Televizyonlarda yabancı dizilerden uyarlanan birçok içerik görüyoruz. Buz Devri filminin senaryosu da Türkiye pazarına sunulmadan önce çok başarılı bir yerelleştirme sürecinden geçmiş. İlk filmde Dodo kuşlarının “Dünyanın sonu geldi” marşını söyleyerek yürüdüğünü görüyoruz. Aslında dikkatli dinlerseniz bu, “Yaylalar Yaylalar” askeri marşının oldukça başarılı bir uyarlamasıdır. Hem hedef kitleye onların anladığı bir dilden hitap ediyor hem de kaynaktaki mesajı başarıyla aktarıyor.
Bütün bu yerelleştirme örnekleri, yeni bir pazara açılmak isteyen şirketlerin muhakkak yerelleştirme hizmeti alması gerektiğini sağlam bir şekilde ortaya koyuyor!
Yorumlar kapalı