şekil
şekil

Yerelleştirme mi, Uluslararasılaştırma mı?

İşletmeniz küreselleşmeye hazırsa, yerelleştirme ile uluslararasılaştırma arasındaki farkın ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Her iki süreç de içeriği yerelleştirerek ve diğer dillere çevirerek işletmeleri yurtdışında başarıya hazırlamaya yardımcı olur. Hangisinin sizin için daha önemli olduğunu anlamak için okumaya devam edin.

Yerelleştirme ve uluslararasılaştırma ile ne demek istediğimize bir göz atalım:

Yerelleştirme; içeriği hedef kitlenin anadiline ve kültürüne uyarlayarak çevirip, yerel yasal ve düzenleyici gereksinimlere uyacak şekilde düzenlemek ve belirli bir pazar veya bölgenin gereksinimlerini karşılamak için içeriğin uyarlanması sürecini ifade eder. Örneğin yazılım programlarında kullanıcı arayüzünü farklı kültürlere adapte edebilir. Başka bir örnek vermek gerekirse; normalde İngiliz pazarı için oluşturulmuş bir uygulamanız varsa, bu uygulamanın İspanyol pazarında satılabilmesi için sadece İspanyolcaya çevrilmesi yetmez, yerelleştirilmesi de gerekir.

Örneğin, Apple’ın Siri’si gibi yapay zekâ destekli sanal asistanlar, kullanıcılara otomatik olarak yerelleştirilmiş yanıtlar verir. Bunun nedeni, yazılım ekibinin Amerikalı bir kullanıcının sıcaklıkları her zaman Santigrat yerine Fahrenhayt cinsinden duyabilmesini sağlamasıdır. İnsanların evlerini seyahat edenlere kiralamasına izin veren bir şirket olan Airbnb, yerelleştirme konusunda başarılı olan bir başka firmadır. Şirket, her ülkedeki kültürel ve yasal farklılıklar ile ev sahipleri ve misafirlerin kendi dillerinde birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlayabilmiştir. Airbnb, 200’den fazla pazara hitap etmek için Web Sitesini ve kullanıcıların değerlendirmelerini 60’tan fazla dilde kullanıma sunmuştur.

Uluslararasılaştırma ise ürününüzün veya uygulamanızın diğer dillere kolayca çevrilebilmesini sağlamakla ilgilidir. Uygulamanızın Fransızca, İspanyolca veya Japoncaya çevrilmesini sağlamakla ilgili değil, gelecekte çeviri yapmanın önünde hiçbir engel olmadığından emin olmakla ilgilidir. Ürün veya hizmetin içeriğinde herhangi bir değişiklik (örneğin adının değiştirilmesi) gerektirmez. Bunun yerine, bir ürün veya hizmetin, başka bir ülkede düzgün çalışması için herhangi bir değişikliğe gerek olmaksızın dünyanın herhangi bir yerinde kullanılabilmesini sağlamayı içerir.

Uluslararasılaştırma, yerelleştirmeden farklıdır çünkü ürün veya hizmetinizi birden çok dil konuşan kişiler için erişilebilir hale getirmeyi amaçlar. Ayrıca, tasarımınızı veya içeriğinizi her pazarın ihtiyaçlarına daha iyi uyacak şekilde uyarlamanıza olanak tanır. Örneğin, normalde İngiliz pazarı için oluşturulmuş ancak bunu İspanyolca olarak da kullanıma sunmak isteyen bir uygulamanız varsa, hangi dilde olduklarına bakılmaksızın tüm menülerin ve düğmelerin doğru şekilde çalıştığından emin olmak gibi uluslararasılaştırma tekniklerini kullanmanız gerekir.

IKEA ve Starbucks gibi şirketler, yurtdışındaki müşterilerinin onları anlamasını kolaylaştırmak için ürünlerini uluslararasılaştırdı. IKEA, montaj talimatlarında kelimeleri kullanmaktan ziyade, daha evrensel olan diyagramları kullanmaya geçti. Benzer şekilde, Starbucks, yerelleştirmeyi kolaylaştırmak için yurtdışında yoğun bir şekilde genişlemeye başladığında orijinal logosundaki metni kaldırdı.

Birçok şirket aynı soruyu soruyor: Yerelleştirmeli miyim yoksa uluslararasılaştırmalı mıyım?

Bu makaleden çıkarılacak sonuç, hem uluslararasılaştırma hem de yerelleştirmenin işletmeyi büyütmek için güçlü araçlar olduğudur. Bu araçlarda uzmanlaşmak, işletmelerin milyonlarca yeni potansiyel müşteriye ulaşmasını sağlayabilir.

Cevap, iş modelinize değil, aynı zamanda oluşturduğunuz içeriğin türüne de bağlıdır. Herkese uyan tek bir çözüm olmadığını unutmayın; iş hedefleriniz, hedef kitleniz ve sektörünüz için hangisinin en iyi olduğunu bulmaya çalışın.

Yorumlar kapalı

});