...
şekil
şekil

Toplum Çevirmenliğinin Perde Arkası: Arabuluculuk

Küreselleşen dünya, göç meselesini her geçen gün daha da ön plana çıkarmaktadır ve farklı toplumlara göç eden bireyler, dil bariyerine takılmaktadır. Söz konusu bireyler, yalnızca resmi evrak işlerini halletmek için yazılı çeviri hizmetine değil, aynı zamanda kamu işlerinde de sıklıkla sözlü çeviri ihtiyacı duyar. Toplum çevirmenliği de bu sözlü çevirinin bir alt dalıdır; yabancı dil konuşan bireylerin herhangi bir devlet kurumunda yaptırdığı işlemler esnasında aradaki dil bariyerini ortadan kaldıran mesleki alandır. Tıbbi, sosyal veya hukuksal bir hizmet alan yabancı bir birey, oradaki memurlarla ya da doktorlarla iletişim kurarken toplum çevirmenlerinin sağladığı hizmetten yararlanır.

İngilizcede mediator olarak da literatüre geçen toplum çevirmenliği, kimi zaman iletişim bariyerini ortadan kaldırmaktan daha fazlasını yapmak durumunda kalabilir. Bunun temel nedeni, toplum çevirmenleri kendilerini sıklıkla mesleğin getirdiği sorumluluğa ek olarak insani değerlerin getirdiği sorumluluk ve etik değerler ile uğraşırken bulur. Böylesine durumlarda kalmamak için bir toplum çevirmeninin mesaisi başlarken kendi sorumluluğunun sınırlarını çizmesi gerekir.

Toplum Çevirmenliği ve Etik Değerler

Toplum çevirmenleri, kimi zaman kendilerini dramatik olayların içinde bulabilir ve bu olaylardan psikolojik olarak etkilenebilir. Örneğin bir hasta, toplum çevirmeninden hizmet alırken hastaya kötü haberi anlayabileceği şekilde aktaran kişi çevirmendir. Doğal olarak hastanın yaşadığı travmatik bir olaya yakinen şahit olmak, bir çevirmen için de yıpratıcıdır. Hastaya durumuyla ilgili haber verilirken muhakkak doktorların da orada bulunması ve süreci takip etmesi gerekmektedir. Kimi zaman hasta yakınları, bir hastalığın son evresinde olan kişinin hayatını huzur içinde devam ettirmesi için durumuyla ilgili bilgilerin hastadan saklanmasını talep edebilir. Toplum çevirmenleri bu gibi durumlarla karşılaştıklarında kendilerini etik bir ikilimde bulabilir, zira çevirmenin görevi aynı dili konuşmayan iki kişi arasında iletişimin eksiksiz bir şekilde ilerlemesini sağlamaktır. Toplum çevirmenliği ve etik değerler, mesleği en iyi şekilde icra etmek için mühimdir.

Toplum çevirmeni, çeviri faaliyetini gerçekleştirirken kendi değerlerinden uzaklaşarak profesyonel bir yaklaşım sergilemelidir. Örneğin iki taraf arasında çeviri yapan bir profesyonel, kesinlikle taraf tutmamalı ve hiçbir ön yargının etkisi altında kalmamalıdır. Taraflardan birisi karşıdakine olumsuz bir ifadede bulunduğunda toplum çevirmeni söylenenleri olduğu gibi aktarmalıdır, aksi takdirde karşı tarafın kendisine yöneltilen bir ifadeye cevap verme hakkı elinden alınmış olunur.

Mahkemelerde, hastanelerde ve polis merkezlerinde toplum çevirmenliği görevini icra eden çevirmenler, bireylerin başına gelen travmatik olaylara şahitlik ederse ve İngilizcede literatüre vicarious trauma, yani temsili travmaya maruz kalırsa muhakkak destek almalıdır.

Toplum Çevirmenliği Alt Dalları

Yukarıda da bahsi geçtiği üzere toplum çevirmenliğinin birçok alt dalı bulunmaktadır.

  • Mahkeme Çevirmenliği: Hukuk alanında mesleği icra eden toplum çevirmenleri, hukuk literatüründe usta olmalıdır. Neticede haklarını savunan bireyin elçisi olarak görev yapan çevirmen, eksiksiz ve tam çeviri yapmak ile yükümlüdür. Dolayısıyla mahkeme üslubuna hakim olmalıdır.
  • Sağlık Çevirmenliği: Aynı dili konuşmayan hasta ve doktorun bir araya geldiği her koşulda sağlık alanında çalışan bir toplum çevirmenine ihtiyaç duyulur. Özellikle Türkiye’nin son birkaç yılda sağlık turizminde atılım göstermesi, sağlık çevirmenliğine duyulan ihtiyacı da artırmıştır.
  • Polis çevirmenliği: Tıpkı mahkeme çevirmenliğinde olduğu gibi, polislere yabancı bireylerin ifadelerini almada yardımcı olan çevirmenler, büyük bir sorumluluk altındadır. Neticede sanığın ifadelerinin doğru aktarılması, kişinin hayatı üzerinde bir etkiye sahiptir.

Yorum (1)

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir

});