...
şekil
şekil

Çeviride Ne Kadar Kayıp Olur?

Filmler yaşadığımız dünyayı şekillendirir. Bizi daha önce hiç görmediğimiz yeni kültürlerle ve dünyalarla tanıştırıyorlar ve böylece bakış açılarımızı şekillendiriyorlar. Peki film endüstrisi çeviri mesleğini nasıl yansıtıyor? Zorluklar ve gerçekler izleyiciye ne kadar doğru aktarılıyor? Bu sorulara cevap aramak için yeni içerik serimizde çeviri ile ilgili filmleri inceleyeceğiz.

Bu yeni içerik serisinin ilk filmi Lost in Translation (Bir Konuşabilse). Film boyunca, dünya çapında ünlü bir aktör olan Bob Barris’in dil engeli ile mücadele ettiğini görürüz. Bob reklam filmleri çekmek için Tokyo’ya gider ama dillerini bilmemektedir. Film, çeviri endüstrisine genel bir bakış sunmak yerine bir profesyonelin önemini vurgulamaktadır.

İlk çekim sırasında yönetmenin Bob Harris’e talimatlar verdiğini ve reklam için vizyonunu açıkladığını görürüz. Ancak, iki taraf arasında iletişimi sağlamak için profesyonel bir çevirmen yoktur. İngilizce konuşan bir meslektaş bu rolü üstlenmeye çalışır; ancak başarısız olur.

Yönetmen vizyonu hakkında uzun ve tutkulu bir konuşma yapar. Kadın söylediklerini tercüme ettiğinde, Bob Harris şaşkın görünür zira adamın söyledikleri ile kadının çevirdikleri arasında uyumsuzluk vardır. Yönetmen uzun talimatlar verse de, çevirisi yalnızca bir cümledir: “Elini yüzüne koymanı istiyor.” Kafası karışan Bob Harris, tüm söylediği bu mu diye sorar.

Dil engeli nedeniyle çekimlerin daha uzun sürdüğü bu sahne, dil engelleri ile başa çıkmak için profesyonellerle çalışmanın önemini vurgulamaktadır. Profesyonel bir mütercim tercüman, kendisinin elçi olduğunun farkındadır ve söylenenleri veya yazılanları tam olarak iletmekle ve kaynağa sadık olmakla yükümlüdür.

 

Çeviride Gerçekten Ne Kadar Kayıp Olur?

Gerçek hayatta % 100 eşdeğer bir çeviri sunmak her zaman mümkün müdür? Cevap, hayır. Bir profesyonel, kaynağa mümkün olduğunca sadık kalarak bir mesajın tüm yönlerini iletmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, bir dil sadece kelimelerden oluşmaz. Sürekli gelişen ve kültürel unsurlarla şekillenen canlı bir organizmadır. İnsanlar değiştikçe diller de değişmeye devam eder.

Bazen bu kültürel nüanslar çeviride kaybolabilir. Örneğin, dublaj ve altyazı çevirisinde bu durumun örneklerini sıklıkla görüyoruz. Filmler, kurgu yoluyla bir kültürü, duyguları ve kişisel unsurları yansıtır ve bütün bunlar, kendine has bir şekilde ifade edilir. Bu süreçte nüanslar kaybolabilir. Benzer şekilde, yerelleştirme, tercüme ve edebi çevirilerde bu nüanslar kaybolabilir.

Profesyoneller olarak, bu sorunu her zaman sıkı çalışma, araştırma ve doğruluk sağlama adına birden fazla adım izleyerek aşmanın yollarını aramalıyız. Bir elçinin rolü iki farklı kültür arasında köprü olmak ve iletişimi sağlamaktır.

Yorumlar kapalı

});